Bülbüle Gül Hâr Oldu

Bülbül nâzenin güle kavuşmak için bekler,
Kor içinde kavrulup sînesine al ekler,
Onun bu müştakını kıskanır tüm çiçekler,
Gül’le hem-hal dûçarın, na-gehan kalbi tekler…

Gözü yollarda nâr gül, sevdakârı nerede?
Her gün gazel şakırdı, sırmalı pencerede,
Yüreğini bir haşyet sarar inceden ince,
Mâtem-şümul olmasın, ötmesin üveyikler…

Veda zamanı geldi, tüllendi artık hüzün,
Son nefes ân-ı seyyâl, en zor anları sözün
Lebinde bir dendene: ‘O Yâr benim can özüm’
Bülbüle gül hâr oldu, ağlaştı tüm melekler…

Âfâktan kızılca sis, ilhâk etti benzini,
Geldikçe taziyeler, sormadı sebebini,
Nasihâne hassetti, titreyen dikenini,
Târ gönlüne saplattı, soldu karardı renkler…

Bir hazîn efsanedir, hayâl perdeme düştü,
Beni benden geçiren, ne dil-şikâf bir düştü,
Kalemimden damlayıp, kelâma dem’a düştü,
Gün tekrar ağarırken, ferdâ sürecek meşkler….

Revnak



Leave a comment